Vehbi Koç Vakfı tarafından, insanların yaşam kalitesinin artırılmasına katkıda bulunan kişi ve kurumları teşvik etmek amacıyla her yıl kültür, eğitim ve sağlık alanlarından birinde verilen Vehbi Koç Ödülü’ne bu yıl, “Sağlık” alanında çığır açan çalışmalarıyla Prof. Dr. Mehmet Toner layık görüldü.

Vehbi Koç Ödülü’nün bu yılki sahibi; Vehbi Koç Vakfı Yönetim Kurulu tarafından, Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil başkanlığında, Prof. Dr. Hakan Örer, Prof. Dr. Mehmet Öztürk ve Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu’ndan oluşan Seçici Kurul’un önerdiği 3 aday arasından seçildi. Prof. Dr. Mehmet Toner’e ödülünü Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç takdim etti.

25 Şubat 2019 Pazartesi akşamı gerçekleştirilen ödül töreni, Koç Ailesi üyelerinin, konukların ve basın mensuplarının katılımıyla gerçekleşti. Vehbi Koç Vakfı’nın 50’nci kuruluş yıldönümü vesilesiyle Ödül Töreni’nde sunuculuk görevlerini VKV Koç Okulu’ndan on birinci sınıf öğrencileri Zeynep Sezgin ve Can Karatosun, Van Koç Ortaokulu’ndan beşinci sınıf öğrencileri Erdem Kurak ve Melike Zühre Kök ile Koç Üniversitesi’nde Anadolu Bursiyerleri olarak eğitim gören Tıp Fakültesi ikinci sınıf öğrencisi AstraZeneca Bursiyeri Özgül Tanış ve son sınıf öğrencisi Amerikan Hastanesi Bursiyeri Kubilay Kaymaz üstlendiler. Zeynep Sezgin ve Can Karatosun törenin açılışını yaparken, keman ve gitarları ile Fazıl Say’ın “Kumru” isimli bestesini icra ettiler.

Kanser teşhisi ve tedavisinde insanlığa umut olacak yeni çözümlerin üretilmesi üzerine çalışmalar gerçekleştiren Prof. Dr. Toner, geliştirdiği mikroçip teknolojileriyle milyarlarca kan hücresi arasından tek bir kanser hücresinin bir saat gibi kısa bir süre içinde tespit edilmesini sağlıyor. Hastaya özgü kanser hücrelerinin de ayrıştırılmasını başaran Prof. Toner’in geliştirdiği teknolojiler, kanserde kişiye özel tedavi imkânını da mümkün kılıyor.

Ömer M. Koç: “Ellinci yılımızda ‘Üstümüze Vazife’ sloganını bizlerden sık sık duyacaksınız”

İş Sanat Kültür Merkezi’nde gerçekleşen ödül töreninde konuşan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, konuşmasına Vehbi Koç Vakfı’nın kuruluş hikâyesiyle başladı: “Bu yıl Vehbi Koç Vakfı’nın 50’nci doğum gününü kutluyoruz. Vehbi Bey’in zihninde 1940’lı yılların sonunda filizlenen, 1951 yılındaki Karadeniz seyahatinde rahmetli Hulki Alisbah’ın ilk resmi senet taslağını sunmasıyla fiilen başlayan bu teşebbüs ancak 17 Ocak 1969 günü hayata geçirilebilmiş. Vehbi Bey’in tüm hayatına damga vuran azim, titizlik ve vizyonerlik bu hazırlık döneminin de her merhalesinde iz bırakmış, fark yaratmış. 1967 senesinde, Vehbi Bey’in uzun süren uğraşları neticesinde çıkan yeni vakıflar yasası ve bundan kısa bir süre sonra kurulan Vehbi Koç Vakfı memleketteki hayırseverlere ilham vermiş, örnek olmuş. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Medeni Kanunu’nun çıktığı 1926 yılından 1967’ye kadar yılda yaklaşık beş yeni vakıf kurulurken bu sayı daha sonraki dönemde yirmi kat artarak yılda yüz vakfa yaklaşmış”.

Konuşmasını “Ellinci yılımızda ‘Üstümüze Vazife’ sloganını bizlerden sık sık duyacaksınız.” diye sürdüren Ömer M. Koç, “Yarım asır boyunca ‘üstümüze vazife’ diyerek onlarca kurumu hayata geçirdik; yüzlerce projeye destek olduk; milyonlarca insanın hayatına dokunduk. Bugün bu salonda bulunan birçok misafirimiz de ‘üstümüze vazife’ diyerek kendi vakıfları veya sivil toplum kuruluşları aracılığıyla toplumsal fayda yaratmak için çaba harcıyorlar. Ne mutlu bize ki, bu dostlarımızla pek çok önemli projede iş birliği yapıyor, memlekete hizmet etmeye gayret ediyoruz. Bu vesileyle, büyük ya da küçük, insanlık için çalışan tüm sivil toplum kuruluşlarına da huzurlarınızda teşekkürlerimizi sunmak istiyorum. Bugün ‘insanlığa ve bilime hizmet üstüme vazife’ diyen çok seçkin bir bilim insanını ödüllendireceğiz. Seçici Kurulumuzun kendisi için yazdığı gerekçenin son paragrafını izninizle okumak istiyorum: ‘Kendisinin çok önemli bir özelliği bu başarılı çizgisinde en üst düzey etik ve bilimsel ahlak örneği olarak görülmesi, sıra dışı bir işbirliği ortağı olması ve bu güne kadar 200’den fazla genç araştırmacının yetişmesi ve bağımsız kariyerleri için verdiği destektir. Hocamız Türk cemiyeti içinde çok anahtar bir mentor ve örnek bilim insanı kimliği oluşturmakta, hem Türkiye’de hem de dünyada Türk bilim insan ve kuruluşlarına fedakârlık ile gönüllü hizmet sunmaktadır. Bu sıra dışı bilimsel ve kişisel özellikleri ve Türkiye’nin yetiştirdiği nadir kıymetteki bilim insanlarından biri olarak Vehbi Koç ödülüne layık bir adaydır.”

İnsanlığı kanserin bir adım önüne taşıyacak çalışmalar

Törende, 18. Vehbi Koç Ödülü’nün sahibi Prof. Dr. Mehmet Toner hakkında kısa bir film de yayınlandı. Prof. Dr. Toner, filmde yer alan röportajında şu ifadelere yer verdi: “Vücudumuzun yüzde 95’i kan hücresi. Biz bu kanı daha iyi okuyup, daha iyi değerlendirebilecek bir teknoloji geliştirebilir miyiz dedik ve bunu mikroçiplerle yapmak üzere bir yola çıktık. Milyarlarca kan hücresinin içinde belki bir tane kanserli hücre var ve biz bunu nasıl bulabiliriz sorusunu sorduk. 18 senemizi aldı ama bunu yapabilecek teknolojiyi geliştirdik. Kandaki bilgiyi daha iyi okudukça teşhis edemeyeceğimiz ve tedavisini uygulayamayacağımız hastalık kalmayacak. Kanseri kronik bir hastalığa dönüştüreceğiz ve yakından takip edebileceğiz. Eskiden hep kanserin bir adım arkasındaydık inşallah bundan sonra bir adım önünde olmaya başlayacağız.” Törende söz alarak Vehbi Koç Ödülü’ne layık görülmesinden dolayı gurur duyduğunu vurgulayan Prof. Dr. Toner, yaptığı konuşmada sözlerine şöyle devam etti: “Vehbi Bey hepimiz için çok değerli bir insandır. Çocukluğumuzda Vehbi Bey’in hikâyelerine ve onun yaptıklarına imrenerek büyüdük ve onun gibi olmak istedik. Vehbi Koç Ödülü’nü almak bir Türk olarak benim için büyük gurur kaynağı.”

Prof. Dr. Mehmet Toner kimdir?

Lisans derecesini İstanbul Teknik Üniversitesi Makina Mühendisliği bölümünden aldıktan sonra yüksek lisans ve doktora çalışmalarını Makine Mühendisliği ve Medikal Mühendislik alanlarında tamamlayan Prof. Dr. Mehmet Toner, Biyomühendislik alanındaki faaliyetlerini takiben bağımsız kariyerine Harvard Üniversitesi’nde başladı.  Prof. Toner hâlihazırda Biyomühendislik alanında Helen Andrus Benedict Profesesörü olarak Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesinde ve Harvard – MIT ortaklığında kurulan Sağlık Bilimleri ve Teknoloji Biriminde görev yapıyor, aynı zamanda Massachusetts General Hastanesi Cerrahi Bölümü’nde, Mikrosistemler Biyomühendisliği Kaynak Merkezi Direktörlüğü’nü yürütüyor.