2017 mezunu Enka Bursiyeri Berfin Nur Osso ile Anadolu Bursiyerliği sayesinde başladığı kendini keşfetme yolculuğundan Finlandiya Akademisi’ndeki akademik kariyerine uzanan keyifli bir sohbet…

Anadolu Bursiyerleri Programı’ndan faydalanan mezunlarımızdan birisi olarak seni kısaca tanıyabilir miyiz?

2012 yılında Adapazarı ENKA Anadolu Lisesi’ni birincilikle bitirmemin akabinde, Anadolu Bursiyerleri Programı sayesinde başladığım Koç Üniversitesi’nde yolculuğumu 2017’de aldığım Hukuk derecesi ve Uluslararası İlişkiler yandalı ile noktaladım. Hemen ardından tam burslu olarak kabul aldığım Tampere Üniversitesi’nde (Finlandiya) Siyaset Bilimi yüksek lisansına başladım ve 2019’da mezun oldum. Bir müddet Tampere’de bulunan uluslararası bir yazılım şirketinde Hukuki Asistan olarak çalışsam da uzun zamandır gönlümde yatmakta olan akademik kariyer hedefime doğru adım atmaya karar verdim. Şu an Helsinki Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde uluslararası göç hukuku ve insan hakları alanında doktora çalışmaları yürütmekte, aynı zamanda Finlandiya Akademisi’nde Proje Araştırmacısı olarak çalışmaktayım.

Finlandiya’da doktora yapıyorsun. Bu yolculuğun nasıl başladı?

11 yaşımdan beri karikatür çiziyorum. Çizdiğim editoryal karikatürler sayesinde lise ve üniversite öğrenimim boyunca ülkemizde ve dünyada gerçekleşen hukuki, siyasi ve insan hakları ile ilgili olgulara, olaylara ilgi duydum. Koç Üniversitesi’nin sosyal ve ülke sınırlarını aşan vizyonu sayesinde bu alanlarda ulusal ve uluslararası çapta pek çok sosyal etki ve sosyal girişimcilik projesinde yer alma, yurt dışında staj yapma, konferanslarda tebliğ sunma ve etkinliklere katılma imkânı elde ettim. Üniversite öğrenimim boyunca AIESEC programı dahilinde Rusya (2013) ve Romanya’da (2014) iki farklı gönüllülük projesine katıldım. Ayrıca Koç Üniversitesi’nin bir öğrenci kulübü olan KU GlobalAid ile 2015’te Hindistan’ın Mumbai şehrindeki Dharavi halkının suya erişim haklarıyla ilgili bir sosyal etki projesinde yer aldım. Yine aynı kulüp bünyesinde 2016-17’de İstanbul’daki Suriyeli mülteci çocukların psikolojik sağlıklarının iyileştirilmesi adına iki arkadaşımla birlikte bir sosyal girişimcilik projesi tasarladık. Proje kapsamında sembolik öğeler taşıyan illüstrasyonlu bir çocuk kitabı hazırladık; kitabın çizimlerini ise ben yaptım! Bu projeyle ABD’nin San Francisco şehrinde Clinton Vakfı’nca düzenlenen Hult Prize sosyal girişimcilik yarışmasının yarı finalinde yer alma şansımız oldu.

Yurt dışında akademik kariyer yapma hayalim, sözünü ettiğim projelerin de etkisiyle, üniversite yıllarımda gelişti. Özellikle Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından hemen her yıl düzenlenen Hukuk ve Küresel Sorunlar Üzerine Uluslararası Öğrenciler Sempozyumu ile üç farklı yıl üç farklı tebliğ sunmuş olmak beni insan haklarına yönelik çalışmalarımı derinleştirmeye sevk etti. Ülkemiz üzerinde de büyük etki yaratan 2015-16 Göç Olayı, insan haklarına ilgi duyan beni de derinden etkiledi. Bu yüzden Uluslararası İlişkiler yandalım kapsamında göç ve göç yönetimi konularında dersler almaya ve konuyu etraflıca anlamaya yöneldim. Ayrıca 2016 yazında üç aylığına Prag’daki Institute of International Relations’ta bu alanlar üzerine staj yapma imkânım oldu. Sonuç: Koç Üniversitesi’nde almış olduğum eğitim ve yakaladığım fırsatlar sayesinde, tüm bu yapboz parçalarının ortak noktasında, yurt dışında akademik kariyer inşa etmeye uzanan bir yolculuk!

Anadolu Bursiyerleri Programı’ndan nasıl haberdar oldun?

Asla kazanamam diye düşündüm ilk başta. Bir yandan sınav stresi, diğer yandan üniversiteye girişte ilk aşama sınavında yaşamış olduğum hayal kırıklığı… Sanırım 2012 yılı Şubat-Mart ayları idi, lise son sınıftayım. Koç Üniversitesi’nden Aslı Yantra üniversitenin “Anadolu Bursiyerleri” isimli burs programını anlatmak için okulumuza gelmişti. Gözlerim ışıldıyordu onu dinlerken. Sonra neden olmasın dedim. Türkiye’nin en iyi üniversitelerinin birinde okuma hayali kulağıma o kadar hoş geliyordu ki! Bu motivasyon bile beni programa kabul almak için adım attırmaya yeterli oldu. Bir yandan ikinci aşama sınavına hazırlanırken, diğer yandan da sürdürülebilir eğitim nasıl olmalı, bunun hakkında kompozisyon yazıyordum, ne büyük tezat! Sonu mutlu sonla bitti tabii; hem de ne mutlu! Şu an bu satırları okuyabiliyorsunuz mesela!

Anadolu Bursiyeri Programı’na kabul almak hayatını nasıl değiştirdi?

Hayatımda neler değişti demek az olur bence; hayatım değişti desem mübalağa etmiş olmam kesinlikle. Lise yıllarımda geliştirdiğim karikatür yeteneğimi, üniversitede Karikatür Kulübü ve Mizah Kulübü’nü kurarak bir adım ileri taşıdım. Bu sayede ortak noktamızın karikatür ve mizah olduğu pek çok insanla, tanınmış karikatüristlerle tanışma, sergiler ve etkinlikler düzenleme imkânım oldu Koç Üniversitesi’nde. Yine lisede edindiğim uluslararası vizyonu, Koç Üniversitesi’nde sadece sözde değil, biraz önce de sözünü ettiğim yurt dışı imkânları dahilinde, uygulamada da tamamen hayata geçirmiş oldum. Farklı kültürleri tanıma, yeni yerler görme, sınırları aşma, sınırlarımı aşma, içimdeki potansiyeli keşfetme ve bunu ortaya çıkarma olanaklarına eriştim. Az önce de bahsettiğim gibi, üniversitede yarattığım bu imkânlar ve yakaladığım fırsatlar, beni yurt dışında akademik kariyer yapmaya ve yaşam kurmaya yönelten yapbozun birer parçası oldular adeta… Hatta karikatür, hukuk, siyaset ve insan haklarını buluşturan bir makale yazma planım da var doktora araştırmalarım süresince.

Bundan sonrası için hayallerin neler?

Alanımda iyi bilinen bir akademisyen, araştırmacı olmak. Hayal etmenin sınırı yok tabii; ama geçmişe dönüp baktığımda, Koç Üniversitesi’nde yakaladığım fırsatları da hesaba katarsam, kat ettiğim yolu düşünmek dahi beni buna doğru motive etmeye yardımcı oluyor. Tabii ülkemizin en büyük sorunlarından biri, beyin göçü; hatta bu sorun gün geçtikçe daha da büyüyor. Bu yüzden ülkeme de faydalı bir insan olmak adına, Türkiye’nin göç ve insan hakları bağlamındaki akademik literatürünü geliştirmeyi, daha sürdürülebilir göç yönetişimi için gerekli hukuki ve siyasi düzenlemelerin hayata geçirilebilmesi adına çalışmalarımla Türkiye’de de etki yaratabilmeyi ve gelecek nesilleri bu manâda eğitmeyi de boynumun borcu olarak görüyorum.

İleride Anadolu Bursiyerleri Programı’na sen de destek olmak ister misin?

Tabii ki! Finansal koşullarım el verdiği sürece, programın sürdürülebilirliğine katkıda bulunmak, gelecek nesillerin de kaliteli eğitime ulaşmasına, tıpkı benim gibi hayallerini yakalamalarına ve daha da ileriye taşımalarına destek olmayı düşünüyorum.

Son olarak, Anadolu Bursiyerleri Programı ile ilgili bağışçılarımıza ve bursiyer adaylarımıza bir mesajın var mı?

Eğitim, bir ülkenin en temel taşlarından biri. Bir ülkenin ileri gitmesini istiyorsak, eğitim kalitesini artırmak ve eğitimde fırsat eşitliği yaratarak her kesimden insanın eşit şartlarda eğitime erişmesini sağlamak durumundayız. Anadolu Bursiyerleri Programı işte bunu başarıyor. Programın 10 yılın üzerinde bir zamandır süregelmesi ve büyüyerek çoğalması da bağışçılar ve başvuran adaylar sayesinde gerçekleşiyor; onlarsız bu programın sürdürülebilmesi imkânsız… İşte tam da bu yüzden, Türkiye’nin temel taşlarından biri olan eğitimin ileri taşınması, gelecek nesillerin Türkiye’nin en kaliteli üniversitelerinden birinde öğrenim görme imkânına erişmesi, bağışçılarımızın katkılarıyla mümkün. Anadolu Bursiyerleri Programı, tıpkı benim gibi pek çok insana üniversite sınavlarının yarattığı mağduriyetlerin azaltılması adına, programa başvuran adaylarımız için eşsiz bir fırsat.