1999 yılından bu yana Koç Üniversitesi’nin Anadolu Bursiyerleri Programı’na benzer bir misyonla gençlere fırsat yaratan Akfen Holding’in Yönetim Kurulu Üyesi Pelin Akın Özalp, Anadolu Bursiyerlerini girişimci ve kariyer hedeflerine odaklanmış gençler olarak tarif ediyor. 

Akfen Holding olarak 2019 senesinden beri Mühendislik Fakültemizden iki bursiyeri destekliyorsunuz. Anadolu Bursiyerleri Programı’nı ilk duyduğunuz zaman neler hissettiniz? Programımıza destek vermeye nasıl karar verdiniz?

Anadolu Bursiyerleri Programı, kendi vakfımız olan TİKAV ile 22 yıldır odaklandığımız fırsat eşitsizliği konusunu farklı bir açıdan ele alarak aynı probleme çözüm olmayı amaç edinmiş bir proje; bu yüzden ikna olmamız hiç zor olmadı. Akfen Holding/Akın Ailesi olarak bizler de 1999 yılından bu yana özellikle toplumsal ve ekonomik nedenlerle eğitsel, kültürel ve kişisel gelişim olanaklarına ulaşmada zorluk çeken Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde okuyan üniversite öğrencilerine fırsat eşitliği sağlamayı hedefleyen Bireysel Gelişim Programı (BGP) ile gençlerle çalışıyoruz.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde üniversite eğitimi gören bursiyerlerimizin sosyal ve kişisel gelişimlerine odaklanarak batıda eğitim gören bir öğrenci ile eşit şartlara sahip olmasını amaçlıyoruz.

Bu program ise bizden farklı olarak %100 burs imkânı sağlayarak Anadolu’daki gençlerimize akademik anlamda Türkiye’nin en prestijli üniversitesinde eğitim imkânı sunarken, İstanbul gibi bir metropole adaptasyon sürecinde sosyal ve kişisel destek sağlamaktadır. Eğer bir genç böyle bir üniversiteyi kazanabilecek kadar çalışmış ve çaba göstermişse bizim için bu gençlere imkân yaratmak büyük bir gururdur. Bu sebeple programa destek vermeye ikna olmak çok zor olmadı.

Bursiyerleriniz ile 2020’nin Şubat ayında Rahmi M. Koç Müzesi’nde düzenlendiğimiz “Geleneksel Teşekkür Yemeği” davetimizde tanıştınız. O anda neler hissettiniz? Bu buluşma sizde programımız hakkında nasıl bir etki yarattı?

İsimlerin birer yüzle eşleşmesi tabii ki çok güzel oldu. Geleneksel Teşekkür Yemeği davetinizde bursiyerlerimizin çekingen davranışlar sergileyeceklerini düşünerek onlara yaklaşmaya çalıştım. Karşılaştığım tablo beni oldukça şaşırttı. Bırakın çekingenliği, onları kariyer hedefleri olan, girişimci ve kendilerine iş fırsatları yaratmaya çalışan gençler olarak gördüm. Özgüvenleri ve donanımları, “iyi ki” dememi sağladı.

Diğer yüksek eğitim kurumlarına örnek teşkil eden ve benzer programların başlatılmasına vesile olan Anadolu Bursiyerleri Programı’nın ülkemize olan etkisini nasıl değerlendirirsiniz?

Bu fırsat eşitsizliği konusu ülkemizi gitgide kutuplaştıran ve ayrıştıran bir konu. Anadolu Bursiyerleri Programı’nın önemi ise tarif edilemeyecek kadar büyük ve derindir. Gençler bizim geleceğimiz olduğu için, bu problemin, bu ve bunun gibi projelerle aşılmasına destek olmamız gerekiyor. Aksi halde, ne demokratik bir sistem yürütebiliriz ne de tarih boyunca övündüğümüz ve sayesinde binlerce zafer kazandığımız “milli birlik ve beraberlik” duygumuzu koruyabiliriz. Bu çalışmalar ile vatanın bölünmezliği desteklenecek, ülkemiz zenginliklerinin anlaşılmasını ve empati yapılabilmeyi sağlayacaktır.

Anadolu Bursiyerleri Programı’na destek vererek sizinle aynı yolda yürüyen diğer kurum ve kişilere buradan bir mesaj iletmek ister misiniz?

İyi ki varsınız!