Dalgakıran Kompresör, Türkiye’nin en büyük makine ihracatçıları listesinde ilk 10 şirketin arasında yer alıyor. Bugünlere nasıl gelindi, sizden dileyebilir miyiz?

İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nden mezunum. Bugün Dalgakıran Kompresör’ün Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapsam da öğrencilik yıllarımdan beri, Dalgakıran Kompresör’ün büyümesi, gelişmesi ve dünya markası haline gelmesi için uzun yıllardır çalışıyorum. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarında aktif olarak yürüttüğüm görevlerle birlikte, Türkiye Makine Federasyonu Başkanlığı görevimi de sürdürüyorum.

Dalgakıran Kompresör, 1965 yılında babam Ömer Dalgakıran tarafından Perşembe Pazarı’nda, yaklaşık 25 metrekarelik bir atölyede temelleri atılan bir şirket. O yıllardan beri, Türk ekonomisinin ve sanayisinin gelişimi için çabalayan ve üreterek büyüyen bir firmayız. Bugün Türkiye’nin lider kompresör üreticisi olarak, 130’dan fazla ülkeye ihracat yapıyoruz.

Üniversite ve endüstri iş birliklerinin, bölgesel ve ulusal kalkınmaya fayda sağladığını düşünüyor ve bu konuyu önemsiyorum. Üniversitelerde okutulan ve nesnellik kazanmış birçok konu, birçok teori sabit ve durağan ancak gerçek hayatta tecrübe edilen zorluklar ve karşılaşılan güncel durumlar sürekli ve süratli olarak değişkenlik içinde. Bu noktada, kitaplardan-derslerden edinilen bilgilerin, gerçek ve en önemlisi güncel gelişmelerle birleşmesi; araştırma ruhunun endüstriye taşınması ve akademik eleştiri kültürünün endüstriyle buluşması sağlıklı ve disiplinli bir çerçevede gerçekleşirse, bu iş birliklerinden alınacak karşılıklı verimin yüksek boyutta olacağına inanıyorum.

Anadolu Bursiyerleri Programı’nı ilk duyduğunuz zaman neler hissetmiştiniz?

Nitelikli eğitime erişimde fırsat eşitliği sağlayan, bugüne kadar birçok kıymetli öğrencinin mezun olmasına olanak veren ve üniversite – sanayi iş birliğine farklı bir boyut getiren bu programı büyük bir heyecanla öğrendim.

Mühendislik Fakültemizde biri kız biri erkek olmak üzere iki Anadolu Bursiyerimizi destekliyorsunuz. Bu öğrencileri destekleme kararınızı etkileyen en önemli etken neydi?

En önemli etken, gençlerin potansiyeline olan inancım ve umudum. Gençlerimizin enerjilerini ve vakitlerini özgür düşünceye, araştırmaya, sorgulamaya ve en önemlisi bir şeyleri geliştirerek değiştirmeye harcamalarını istiyorum; onların potansiyellerine güveniyorum.

Anadolu Bursiyerleri Programı’na destek vererek sizinle aynı yolda yürüyen diğer bağışçı kurumlara buradan bir mesaj iletmek ister misiniz?

Programa destek veren herkesi kutluyorum. Her bir katkı, gençlerimizin başarıya bir adım daha yaklaşmasına vesile olacaktır.