Tıp Fakültesi’ni dereceyle tamamlayan Kardelen Karabulut, bir Anadolu Bursiyeri olarak Malatya’dan Koç Üniversitesi’ne uzanan hikayesini anlatırken hem iyi bir cerrah hem de başarılı bir araştırmacı olduktan sonra memleketinin gelişmesine katkıda bulunacak olmanın en büyük motivasyon kaynağı olduğunu belirtiyor.

Malatya’dan Koç Üniversitesi’ne uzanan hikâyeni bizimle paylaşabilir misin?

Malatya’nın Yeşilyurt ilçesinde doğdum. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimimi Malatya’da tamamladım. Memleketimden ilk kez Anadolu Bursiyerleri Programı’nın seçmeleri için ayrılarak İstanbul’a geldim. Anadolu Bursiyerleri Programı’nı duyana kadar hayallerimde bile yer veremeyecek kadar uzak bir ihtimal olarak gördüğüm Koç Üniversitesi’nde, ilkokuldan itibaren kurduğum en büyük hayalimi gerçekleştirerek doktor oldum. Şu an çiçeği burnunda bir mezunum ve Tıpta Uzmanlık Sınavı’na çalışıyorum.

Koç Üniversitesi’nde öğrencilik yılların nasıl geçti? Hayatında neler değişti?

Yedi yıllık öğrencilik hayatım bir yandan iyi bir hekim olma azmiyle, diğer yandan kendimi ve yaşadığım şehri keşfetme heyecanıyla süregeldi. Koç Üniversitesi’nde aldığım tıp eğitimiyle kendimi mesleğime en iyi şekilde hazırlarken çekirdek programla farklı alanlarda fikir sahibi olma, eleştirel bir bakış açısı kazanma fırsatı yakaladım. Kariyer planlama dersi ve seminerleriyle geleceğime dair daha özgün bir yol haritası çizerken üyesi olduğum kulüplerde aldığım sorumluluklar, katıldığım ya da düzenlediğimiz yerel ve ulusal etkinlikler, rol aldığım mentorluk programlarıyla da yeni beceriler edinip farklı ortamlarda sosyalleşme olanağı yakaladım. Koç Üniversitesi’nde aldığımız eğitimin akademik hayatın zenginliğinden faydalanırken sosyal ve kültürel alanlarda bizi daha donanımlı hale getirdiğine inanıyorum.

Tıp Fakültesi’ni dereceyle bitirdin. Öncelikle bu başarı için seni tebrik ediyoruz. Senin yolundan ilerlemek isteyen tıp öğrencileri mutlaka olacaktır. Onlara neler tavsiye edersin?

İlkokul sıralarında doktor olmanın hayalini kurarken duyduğum heyecan, Anadolu Bursiyeri olduğumu öğrendikten sonra gösterdiğim çaba ve özveriyle Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni dereceyle tamamlamanın mutluluğunu yaşıyorum. Bu duygularımı her anımda yanımda olan, bana Koç Üniversitesi’nde okuma fırsatı sunan Anadolu Bursiyerleri ailesiyle paylaşmak büyük bir gurur. Biraz klişe gibi olacak ama öncelikle her tıp fakültesi öğrencisinin okudukları bölümü sevmesi, insan sağlığına dair her bilgiye meraklı olması gerekir. Anatomi laboratuvarında arkadaşlarımla gece boyunca çalışmak, hocalarımla pek çok hastalığın patofizyolojisini anlamak ve tedaviye katkıda bulunmak için yaptığımız araştırmalar öğrenme merakımın sonucudur. Tıp fakültesi, verimli ve düzenli çalışmayı gerektiren yoğun ve zor bir bölüm. Bu sebeple her öğrencinin kendi öğrenme stilini bilip en verimli ders çalışma taktiklerini geliştirmesi gerekiyor. Şanslıyız ki kampüsümüzde hem ders çalışabileceğimiz uygun alanlar bir hayli fazla hem de doğru ders çalışma yönteminin bulmak konusunda bize yardımcı olacak pek çok danışmanlık hizmeti mevcut. Kendilerini iyi hissettirecek, zihinlerini ve bedenlerini dinlendirebilecekleri bir hobi edinmek de yoğun ders programına ve sürekli bilgi akışına uzun süre devam edebilmeleri için en büyük yardımcıları olacaktır.

Artık bir tıp mezunusun. Bundan sonraki hayatın için neler hayal ediyor ve hedefliyorsun?

Şu an Tıpta Uzmanlık Sınavı’na çalışıyorum. Cerrahi bir branşta kendimi geliştirirken Koç Üniversitesi’nde kazandığım araştırmacı ruhu devam ettirerek hem klinikte hem de araştırma dünyasında yer almak öncelikli hedeflerim arasında. Kendimi geliştirdikten sonra özüme, geldiğim yerlere dönerek orayı kalkındırmak, orada “bir aleve dönüşebilecek kıvılcımlara” destek olabilmek en büyük motivasyon kaynağım.

Son olarak bağışçılarımıza iletmek istediğin bir mesajın var mı?

Hayallerimizin çok daha ötesini yaşamamıza fırsat tanıyan, bizleri her zaman aile sıcaklığıyla kucaklayan, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak konusunda önemli bir rol üstlenen Anadolu Bursiyerleri ekibine ve bağışçılarımıza teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Anadolu Bursiyeri olarak dolu dolu geçirdiğim yedi yıllık süreçte sınırlarımın ötesine geçmeyi, farklı disiplinlere aşinalık kazanarak yeni ilgi alanları ve beceriler kazanmayı, Koç Üniversitesi’nde okumanın ayrıcalığını her zaman hissetmeyi bu fırsat sayesinde öğrendim. Binlerce gencin hayallerini gerçekleştirmesi için umut ışığı olduğunuz ve ülkemizin geleceği için önemli bir mihenk taşı olan Anadolu Bursiyerleri Programı’na destek verdiğiniz için siz değerli bağışçılarımıza şükranlarımı sunuyorum. Anadolu’nun her köşesinden gelen arkadaşlarımla, akademik ve sosyal alanda birbirimizi hep ileriye taşımak bu hayattaki en büyük şansım; Anadolu Bursiyerleri ailesinin bir üyesi olmak ise en büyük gururum olarak hayatımda özel bir yerde olmaya hep devam edecek.