Koç Üniversitesi'ndeki ikinci ayımı doldururken, buranın tesadüfen iki kıtanın birleştiği yere kurulmuş bir eğitim kurumundan fazlası olduğunu idrak etmiş bulunmaktayım. Burada geçirdiğim süre boyunca gördüğüm şey yalnızca derslerine girip çıkan öğrenciler değil; farklı ülkelerden, şehirlerden, kültürlerden gelen, farklı dilleri konuşan insanların bu kampüsün içinde herkesi kucaklayan yepyeni bir dil oluşturmasıydı. Bir Anadolu Bursiyeri olarak bu etkileşimin bir parçası olmak ve benim gibi imkanlarından dolayı istediği eğitimi alamayan fakat okumak, araştırmak, üretmek isteyen öğrencilerle kendi tecrübemi paylaşabilmek muhteşem hissettiriyor. Gelecekte nasıl bir yol izlersem izleyeyim emin olduğum tek şey kendi bursverenim gibi başka öğrencilere hak ettikleri eğitimi sağlamak için çabalayacak olduğum.